Deprem paneli Şehit Sümer Deniz Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans Salonunda yapıldı. Panele, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, Başkan Yardımcısı Oğuz Bolelli, FTSO Meclis Başkanı Kemal Hıra, Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çıralı, İŞKUR Fethiye Müdürü Şükrü Özdoğan, çok sayıda STK başkanı ve yöneticisi ile vatandaşlar katılım sağladı.

Fethiye’nin olası bir deprem felaketine ne kadar hazırlıklı olduğu Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Dekanı ve deprem uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Japon Deprem Uzmanı ve Mimari Tasarımcı Yoshinori Moriwaki ile Toplumsal Afet Derneği Genel Başkanı Rezzak Elazat’ın yaptığı sunumlar ve anlatımlarıyla ortaya konuldu.

Panelin açış konuşmasını yapan FTSO Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çıralı, Fethiye’nin birinci derece deprem bölgesinde yer aldığına ve depreme hazırlıklı olması gerektiğine dikkat çekerek “En kötü senaryoya göre depreme hazır olmalıyız. Bunun için de eksikliklerimizi acilen tamamlamalıyız.” dedi. Çıralı, “Bu nedenle Oda olarak Fethiye Kaymakamlığımız, Fethiye Belediyemiz ve Fethiye Yerel Tohumlar Derneği’nin işbirliği ile deprem paneli düzenledik. Bölgemizin deprem riskinin farklı yönleriyle ele alınacağı panelimizde bilgeleriyle bizleri aydınlatacak hocalarımıza, davetimizi kırmayıp geldikleri için teşekkür ederiz.” diye konuştu. Başkan Çıralı, ayrıca AKUT Fethiye Ekibine ve mahalle arama kurtarma gönüllülerine (MAG) yer veren Fethiye Belediye Başkanı’na bu duyarlılığından dolayı teşekkür etti.

Panelde ilk olarak İnşaat Fakültesi Dekanı, YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı, Jeoloji Profesörü Şükrü Ersoy Fethiye’de gerçekleşmesi olası bir deprem senaryosunu değerlendirdiği Fethiye Deprem ve Tsunami Tehlikesi sunumunu yaptı. 1999 yılında yaşanan Gölcük deprem felaketinin üzerinden 24 yıl geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Şükrü Ersoy yaşanan acıların çok çabuk unutulduğunu ve gerekli tedbirlerin alınmasında geç kalındığını vurguladı. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremlerden bir ay önce Hatay’da konferans verdiğini ve tehlikeye dikkat çektiğini anlatan Prof. Dr. Ersoy, “Beni halkı korkutmakla eleştirdiler ama ne yazık ki bir ay sonra deprem felaketi yaşandı. 65 saniyede yer 4 metre kaydı. Tarihten ders almıyoruz. Türkiye olarak bilim adamları olarak riskin, tehlikenin farkındayız. Bilim adamları olarak bizler uyarıyoruz ama ne yazık ki  karar vericilerin bu işi ciddiye alması gerekiyor. Depremlerde yaşanan acıları çabuk unutuyor ve gerekli tedbirleri almıyoruz.” şeklinde konuştu. Sunumunda dünya deprem kuşakları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Türkiye’nin kıtaların birleştiği bir yerde olduğuna işaret ederek dolayısıyla depremlerin devam edeceğini söyledi.

Sunumunda Batı Anadolu ve Güney Batı Anadolu fay hatları hakkında da detaylı bilgi veren Prof. Dr. Ersoy, Girit açıklarında denizde 4.500 metre derinliğinde çukur olduğuna dikkat çekerek, bu bölgenin 8’in üzerinde hatta 9’a varan büyüklükte deprem üretebileceğini ve bu büyük çukur nedeniyle tsunami meydana getirme riski olduğunu ifade etti. Ersoy, bu büyüklükteki bir depremin güney Ege’deki volkanları da faaliyete geçirebileceğini kaydetti. Ersoy şöyle devam etti:

“Deprem öldürmez bina öldürür derler ya ben ona zemin de öldürür diye eklemek istiyorum. Zemine uygun binalar yapmazsak bina ne kadar sağlam olursa olsun yine de yıkılır, yıkılmasa bile yan yatar. Bunun bir çok örneğini Hatay depreminde gördük. Fethiye, Dalyan, Köyceğiz’in özellikle kıyı bölgelerinde zemin gevşek. Bu bölgelerde sıvılaşma çok yüksek. Bu nedenle yapı stoğunun zeminle barışık olması gerekir. Binalar güçlendirilmeli veya yıkılıp yeniden yapılmalı. Çünkü deprem dalgaları gevşek zeminde daha da büyüyor ve binalar yıkılıyor. Depreme hazırlıklı olunması için öncelikle binaların depreme hazırlanması gerekir.”